Bu yazımızda iddialara yer vermeyeceğiz, vermekte istemiyoruz. Çünkü kamuoyu şu durumu bizzat yaşadı, gördü, tanık oldu… Neye mi? Yıl 2021 Şubat ayı Ziya SELÇUK gidiyor, gitti, gidecek, istifa etti, ediyor. Şükür ki bu söylentiler bitti ama neredeyse 3 ay boyunca gündemde kaldı. Sonuç ne mi? Tabi ki belirttiğimiz gibi daha da güçlenerek bakanlık görevine devam etti. Çünkü Ziya SELÇUK son 20 yılın en başarılı ve beğenilen Milli Eğitim Bakanı olarak belleklere kazındı ve Ziya Öğretmen olarak anılıyor. Ziya SELÇUK öğretmene değer verdi, sahip çıktı… Dolayısıyla değer veren değer gördü.

Her zaman belirttik Ziya SELÇUK göreve geldiğinden bugüne kadar sadece 4 tane il Milli Eğitim Müdürü atadı bunlardan 2 tanesi görevi şimdilik bıraktı 2 tanesi ise devam ediyor. Genel Müdürlerden ise 1’i devam ediyor 1’inin ise halen asaleten ataması gerçekleşmedi. Kısacası Ziya SELÇUK bir ekip kurmadı; kurmalıydı bu konuda geç bile kaldığını, kamuoyunda sayılan 5 genel müdür, 20 il müdürü vb. gibi değil daha kapsamlı ve etkin bir değişimin yaşanmasının gerektiğini düşünenlerdeniz. Hatırlayın 2014 yılında küçücük okullardaki müdür yardımcısını bile okul müdürleri seçti nedeni ise uyum içinde çalışacak ekip oluşturulmalı açıklamasaydı. Bu yazıyı uzatmamak adına buraya aldığımız ve almadığımız nedenlerden dolayı Ziya SELÇUK; kendiyle uyum içinde çalışabilecek, hızına ayak uydurabilecek, her kabine değişikliği dedikodularında kulis çalışmalarına katılmayacak sadece devletine ve eğitime hizmet etmeyi şiar edinecek Genel Müdürler, Daire Başkanları, İl Müdürleri… ile çalışmalı ve ekip kurmalıdır.  Bunu yapmak zorundadır, yapmalıdır da. İsimler üzerinden gitmenin sağlıklı olmadığını buraya kadar anlatabildiğimizi düşünerek devam edelim ve diyelim ki kimler gitmeli, kimler gelmeli?

Kimler Gitmeli?

Her kabine değişikliği dedikodusunda perde arkası hesaplarıyla bakan değiştirmeye çalışan, görevi süresince doğru düzgün taşraya çıkmamış fakat bakan değişikliği haberleriyle taşrada il il dolaşıp kulis çalışması yapanlar gitmeli. Öğretmene tepeden bakanlar, rencide edenler, Karadeniz’in köy okulunu, Akdeniz’in il merkezindeki okulunu bilmeyenler, eğitimle veli olmaktan öteye bağı olmayanlar gitmeli. Öğretmeni anlamayan, öğretmen olmayan, tabandan gelmeyenler gitmeli…

Kimler Gelmeli?:

Genç, aktif koşturmaktan yorulmayacaklar, bugün Şırnak’ta aynı gün Van’da diğer gün Edirne’de olabilecekler gelmeli. Atanmayı bekleyen gencecik öğretmen adaylarını ve öğretmenlerimizi anlayabilecek jenerasyonda olanlar, öğretmeni dinleyen, anlamaya çalışan öğrenmenin ve öğretmenin anlamını bilenler gelmeli. Eğitimciler gelmeli. Koltuk için kulis çalışması yapanlar değil devlete ve milletine hizmet için yarışanlar, koltukları ellerinin tersiyle itebilecekler, dedikodu üretenler değil, sahip çıkanlar, hizmette yarışanlar gelmeli.

Bu gibi örnekleri uzatmamız mümkün, uzatmayacağımız ise bir gerçek. Bu değişimler olacak mı bekleyip göreceğiz. Tek duamız ise değişimin mutlaka olması fakat nitelikli olması.

Yavuz Türkören